Sakarya’ya 10 yeni ambulans
Yeniden açılmak için 5 maddelik öneri
Sakarya'daki eğitimi anlatacak
Atabek, adına sahte hesap!
375 firmaya fahiş fiyat cezası
29 Şubat 1912’de Bulgaristan ve Sırbistan arasında bir ittifak anlaşması imzalanmış; 28 Nisan 1912’de de iki ülke aralarında Osmanlı’ya karşı askeri bir anlaşma imzalamıştır. Uzun görüşmelerden sonra 29 Mayıs 1912’de Bulgaristan ve Yunanistan arasında da Osmanlı’ya karşı bir ittifak ve savunma anlaşması yapılmıştır. Bulgaristan ve Karadağ da aralarında Osmanlı ile bir savaş durumunda birbirlerine yardım vaat eden sözlü bir anlaşma yapmıştır. Bulgaristan’da önemli çevreler ve basın, Türk-İtalyan Savaşı’nın “Bulgar Ulusal Sorunu” nun çözümü için bir fırsat doğurduğunu belirterek, “Ya şimdi ya hiç!” sloganı savaş çığırtkanlığına başlamıştır. 17 Eylül 1912’de Bulgaristan genel seferberlik ilan etmiştir. Ekim 1912 başında müttefikler adına Osmanlı’ya bir nota gönderen Bulgaristan, Makedonya ve Edirne için otonomi istemiştir. Osmanlı Devleti’nin ret cevabı üzerine Balkan Savaşı başlamıştır
Bilirsiniz ki; 93 Harbi ya da Osmanlı-Rus savaşı olarak bilinen ve Osmanlı Devleti’nin yenilgisi ile sonuçlanan savaşın belki de en önemli sonucu, Bulgaristan’ın Osmanlı egemenliğinden çıkmasıdır. Tuna’yı aşan Rusların, Edirne’yi de alarak Yeşilköy’e kadar gelmesi, Osmanlı Devleti’ni barışa zorladı. Savaş sonucunda imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’na göre, Tuna’dan Ege Denizi’ne uzanan, Makedonya’nın büyük bölümünü de içine alarak, Osmanlı topraklarını ikiye bölen bir Bulgar Prensliği kurulmuştu.
İmzalanan o meşhur anlaşma Ayastefanos’a göre, Rus askerlerinin iki yıl Bulgaristan topraklarında kalması da kararlaştırılmıştır. Rus himayesinde kurulan bu Büyük Bulgaristan’dan rahatsız olan başta İngiltere olmak üzere, Avrupa Devletleri, Ayastefanos Antlaşması’nı düzeltecek bir kongre toplama kararı almıştı. Kongre sonucunda imzalanan Berlin Antlaşması ile Makedonya toprakları Osmanlı Devleti’ne iade edilirken, “Doğu Rumeli” adıyla Hıristiyan vali tarafından yönetilen özerk bir eyalet kurulmuştur. Berlin Antlaşması Bulgarları tarifi olmayan bir üzüntü ve hayal kırıklığına uğratırken “San-Stefanska Bılgariya” (Ayastefanos Bulgaristan’ı) Bulgarlar, Makedonya ve Trakya’nın tamamına sahip olma fikrinden vazgeçmemiştir.
Bulgaristan’ın pek çok şehrinde Türk karşıtı büyük protesto mitingleri
Berlin Antlaşması sonrası Makedonya’da temelleri atılan Bulgar Makedon-Edirne Dâhili İhtilal Teşkilatı, Sofya Makedon-Edirne Üst Komitesi, Bulgaristan’da sayıları yüzleri aşan Makedon-Edirne dernekleri, Bulgar siyasileri ve basını, Bulgar kamuoyunun Makedonya ve Trakya’ya yönelik ilgisini hep canlı tutmayı başarmıştır. Bulgaristan’da, bazılarının başında Bulgar ordusundan subayların yer aldığı silahlı çeteler oluşturularak, Makedonya ve Edirne vilayetine gönderilmiştir. Çeteler, Makedonya ve Edirne vilayetinde demiryolları, köprüler, istasyonlar, yerleşim yerleri ve Türk askerlerine yönelik silahlı ya da dinamitli saldırılar düzenlemiştir. II. Abdülhamit ve daha sonra Genç Türklerin, çeteleri silahsızlandırarak, çete faaliyetlerini sona erdirmek için aldıkları önlemler Bulgaristan’daki pek çok çevreyi, başta da ordu ve Makedonya-Edirne Üst Komitesi’ni rahatsız etmiştir. Trakya ve Makedonya’daki Bulgarların katledildiği iddiası ile Bulgaristan’ın pek çok şehrinde Türk karşıtı büyük protesto mitingleri düzenlenmiştir.
Türk-İtalyan Savaşı’nın “Bulgar ulusal sorunu” nun Çözümü için bir fırsat
Bu konu Kırşehir-Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Suzan Ertürk’ün “I. BALKAN SAVAŞI’NDA BULGAR ORDUSUNDAKİ ANADOLU ERMENİLERİ” başlıklı makalesinde şöyle kaleme alınmıştır. “…Bulgar kamuoyu da bu mitinglerde, Bulgar Devleti’nin olaylara seyirci kalmamasını isteyerek, “Türk “Esareti”nden kurtulmak için Bulgar Hükümeti’ni savaşa davet etmiştir. Eylül 1911’de Türkiye ile İtalya arasında başlayan Trablusgarp savaşı, onlarca yıldır Osmanlı mirasını aralarında paylaşmak için bekleyen Balkan Devletleri tarafından dikkatle takip edilmiştir. Ancak hiçbiri tek başına Osmanlı’ya karşı harekete geçmeye cesaret edememiştir. Bunun nedeni, Balkan Devletlerinin sadece tek başına Osmanlı ile başa çıkamayacakları değil, aynı zamanda diğer Balkan Devletlerinin buna izin vermeyeceğini bildikleri içindir. Çünkü hepsinin de Makedonya üzerinde istek ve iddiaları vardır. Bu yüzden Balkan Devletleri aralarında anlaşma gereği duymuştur. 29 Şubat 1912’de Bulgaristan ve Sırbistan arasında bir ittifak anlaşması imzalanmıştır. 28 Nisan 1912’de de iki ülke aralarında Osmanlı’ya karşı askeri bir anlaşma imzalamıştır. Uzun görüşmelerden sonra 29 Mayıs 1912’de Bulgaristan ve Yunanistan arasında da Osmanlı’ya karşı bir ittifak ve savunma anlaşması yapılmıştır. Bulgaristan ve Karadağ da aralarında Osmanlı ile bir savaş durumunda birbirlerine yardım vaat eden sözlü bir anlaşma yapmıştır. Bulgaristan’da önemli çevreler vebasın, Türk-İtalyan Savaşı’nın “Bulgar ulusal sorunu” nun çözümü için bir fırsat doğurduğunu belirterek, “Ya şimdi ya hiç!” sloganı savaş çığırtkanlığına başlamıştır. 17 Eylül 1912’de Bulgaristan genel seferberlik ilan etmiştir. Ekim 1912 başında müttefikler adına Osmanlı’ya bir nota gönderen Bulgaristan, Makedonya ve Edirne için otonomi istemiştir. Osmanlı Devleti’nin ret cevabı üzerine Balkan Savaşı başlamıştır.”
Ermeniler, Yarbay Protogerov’a müracaat ederek, Bulgar ordusunda savaşmak istediklerini belirtiyor
Balkan Savaşı’nın başlamasında sonra, Trakyalı ve Makedonyalı binlerce Bulgar orduda gönüllü olarak savaşmak istediklerini Bulgar genelkurmayına iletmiştir. Genel Kurmay Başkanı İvan Fiçev, uzun yıllar Makedonya ve Edirne’nin Osmanlı Devleti’nden koparılması için faaliyetlerde bulunarak, Makedonya ve Edirne için silahlı çeteler oluşturan Makedon Edirne Üst Komite liderlerinden Yarbay Aleksandır Protogerov’la Binbaşı Peter Dırvingov’a, gönüllülerden oluşacak birlikleri “Makedono-Odrinsko Opılçenie” birlikleri adı altında oluşturma talimatı vermiştir. Bütün bu gelişmelerin devamında Bulgaristan’ın seferberlik ilanından sonra “… Binlerce Ermeni de, başta Doğu Anadolu olmak üzere, değişik yerlerden Bulgaristan’a gelmek için acele etmiştir. Türk sınırının iyi muhafaza edilmesi sebebiyle çoğu sınırı geçmeyi başaramamıştır. Ancak Balkan Savaşı sırasında pek çok Ermeni çeteci, başta da Antranik Ozanyan olmak üzere, Bulgaristan’da barınarak, Bulgar ordusuna yardım etmiştir. 1911’de Seferberlik ilanından sonra Antranik başkanlığında bazı Ermeniler, Yarbay Aleksandır Protogerov’a müracaat ederek, savaşta Bulgar ordusu ile birlikte savaşmak istediklerini belirtmiştir. İstekleri Protogerov tarafından hemen kabul edilerek, gönüllüler Sofya’daki Kız Lisesi binasına yerleştirilmiştir. Protogerov, orduya bağlı bir Ermeni taburu oluşturma görevini Antranik ve Nahçivan’dan gelen Ermeni yedek teğmen Garekin Nıjdeh’e vermiştir. Bu tabura, özellikle en genç ve güçlü Ermeniler seçilmiştir. 8 Ekim 1912’de oluşturulan tabur, 16 Ekim’de 12. Kırklareli taburuna dâhil edilmiştir” ifadesi yer alırken oluşturulan Gönüllü Ermeni Askerlerin eğitimleri de kısa zamanda tamamlanmıştır.
Çete ve taburlardaki gönüllülerinin tamamı “ahlaksız çapulcular” olarak nitelendiriliyor
Ermeni taburunda yer alan gönüllülerin sayısı ile ilgili kaynaklar değişik rakamlar vermektedir. Sayılarının 275 ile 330 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Tabur, Trakya’ya doğru ilerlerken, tabura başka Ermeniler de dâhil olmuştur.10 Farklı isimlerle anılan gönüllü tabur ve çetelerde de Ermeniler görev almıştır. Daha savaş öncesi Bulgaristan’da Makedon Edirne Üst Komitesi tarafından hazırlanan ve silahlanan 91 çeteninin bir kısmı Makedonya bir kısmı da Edirne bölgesine gönderilmiştir. Çetelerin öncelikli görevi istihbarat toplamak, Bulgar halkı silahlandırmak ve kundaklama eylemlerinde bulunmaktır. Çetelerde 15 binin üzerinde gönüllü yer almıştır. Bunlara, çetelerle beraber hareket eden yerli Bulgar halkı da dâhil edersek sayı yüz binleri bulmaktadır. Bulgar Tarihçi Tuşe Vlahov, Makedon-Edirne Üst Komitesi tarafından oluşturulan çete ve taburlardaki gönüllüleri “ahlaksız çapulcular” olarak nitelendirerek, bunların, ele geçirilen topraklardaki Türk halkına yönelik zulüm ve yağma hareketlerine Bulgar hükümetinin sessiz kalmasını eleştirmektedir. Bu durum Türkiye’de Bulgarlara karşı olan nefreti daha da artırmıştır. Savaştan önce Ermeni gönüllülere gece-gündüz Sofya’daki şehir meydanında askeri eğitim verilmiştir.
Bulgaristan’daki Ermeni kolonisi de gönüllüleri çiçekler, Börekler, tatlılar, tütün ve Ermenice şarkılarla uğurlanıyor
Bu sırada Bulgaristan’da, savaş için maddi yardım toplamak üzere hususi bir Ermeni komitesi oluşturulmuş, pek çok Ermeni tüccar da Bulgar ordusuna maddi yardımda bulunmuştur. Oluşturulan çete ve gönüllü taburlara önemli miktarda para ve silah yardımı Rusya ve yabancı ülkelerde yaşayan zengin Ermenilerden gelmiştir. Uğurlama sırasında Antranik, “Benim tek bir amaç ve idealim var; o da bizim bu çok eski düşmanımıza vurmak” diyerek, Ermeni halkının bu savaşta Bulgaristan’ın dördüncü müttefiki olduğunu söylemiştir. Savaşın devam ettiği günlerde Bulgar ordusu ile beraber Sofya’dan güneye doğru ilerlemeye başlayan Ermeniler, ilk olarak Haskovo’ya (Hasköy) bağlı Ayadurmuş köyüne girmiş ve buradaki camiye bir haç dikmiştir. Kasım ayı başında önce Kırcaali sonra da Mestanlı’ya girerek, bölgenin Türk askerlerinden temizlenmesi için Bulgar topçu birliklerine yardım etmiştir. Bu sırada Türk halkı da korku ve panik içinde Edirne istikametine doğru kaçmaktadır. Ermeni gönüllüler, Türklerin evlerine girerek, bazı mallarını gasp etmiştir. Ermeniler, 6 Kasım 1912’de Uzun Hamitler ve Balkan Töresi’ndeki çarpışmalarda yer almıştır.
Yazılı tarih kaynaklarında anlatılan ve 1.Balkan Harbi’nin en karanlık günlerinin yaşandığı 7 Kasım 1912’de Ermeniler, geri adım atan Türk birliklerini takip etmeye başlamış ve 9 Kasım 1912’de Gümülcüne’ye girmiştir. Gümülcine’deki Ermeni halkı ve din adamları tarafından coşku ile karşılanmıştır. Ermeni gönüllüler burada, 80 Ermeni ailenin yer aldığı mahalleye yerleşmiştir. Bu sırada Merhamlı köyü civarında Yaver Paşa’nın ordusunun toplandığı haberini alan Ermeniler, Bulgar ordusu ile beraber şiddetli bir saldırıya geçerek, Yaver Paşa’nın ordusunu kuşatmıştır. Mehmet Yaver Paşa burada, subay ve askeri ile birlikte esir alınmıştır. Bu aynı zamanda Bulgarlar için savaşın en parlak safhalarındandır. Yaver Paşa’nın esir alınmasından sonra Ermeniler, Dimetoka ve Keşan’a doğru yola çıkmıştır. Bölgedeki yerli Ermeniler de gönüllüler için kıyafet ve erzak temin etmiştir. Marmara kıyısındaki bir Rum köyü olan Pandos’a ulaştıktan sonra Ermeni taburu, Marmara kıyılarının muhafazası emrini almıştır. Bu sırada, Tekirdağ’daki Ermeni halkı, Bulgar ordusu ve Ermeni gönüllüleri şehre davet ederek, kendilerini burada ağırlamak istediklerini belirtmiştir.
Bulgar Ordusu’nda kayıtlı Adapazarı Gönüllü Ermenileri
Bulgar Ordusu’na gönüllü olarak katılan Anadolu Ermenilerinin bir kısmı savaş esnasında ölürken, bir kısmı da gösterdikleri üstün hizmet nedeniyle Bulgar Ordusu tarafından Cesaret Haçı Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Askeri kayıtlara geçen listede yer alan Adapazarı ve Çevresi Coğrafyadan giden Ermeni gönüllüler ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilebilir.
AGOP, Nersis (Nefsis), 24 yaşında, Adapazarı, Solun (Selanik) Gönüllü Taburu, AGOPYAN, Aram, 20 yaşında, İzmit, 3. Manga, 12. Lozengrad (Kırklareli) Taburu, AGOPYAN, Garabed, 21 yaşında, Adapazarı, Ayakkabıcı, 12. Lozengrad (Kırklareli) Taburu, ATAMYAN, Azarik, 22 yaşında, Geyve, İkamet yeri Varna, Yemekhaneci, 2. Bölük, 12.Lozengrad ( Kırklareli) taburu, Göreve başlama tarihi 7 Ekim 1912, BALTACIYAN, Onik, 22 yaşında, İzmit, Boyacı, 12.Lozengrad ( Kırklareli )Taburu, GARABEDYAN, Agop, 26 yaşında, Ortaköy, İkamet yeri Dobriç, Aşçı, 2. Bölük, 12. Lozengrad (Kırklareli) Taburu, Göreve başlama 22 Eylül 1912. GARABEDYAN, Arahon, 22 yaşında, İzmit, Tütün İşçisi, 2. Bölük, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu, Göreve başlama 3 Ekim 1912. KEROVOLYAN, Mihran, 27 yaşında, Adapazarı, Çiftçi, 2. Bölük, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu, Göreve Başlama 3. Ekim 1912, 7. Kasım 1912’de öldürülmüş., KRİKORYAN, Esu, 24 yaşında, İzmit, İkamet yeri Ruse (Rusçuk), Tütün işçisi, 2. Bölük, 12.Kırklareli Taburu, Görev başlama 22 Eylül 1912. MATİUSYAN, Minas, 26 yaşında, İzmit, Balıkçı, 2. Bölük, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu, Göreve başlama 25 Eylül 1912. Cesaret Madalyası., MİHRAN, Hadji, 25 yaşında, Adapazarı, İşçi, 3. Manga, Krum Pçelinski çetesinden., OHANESYAN, Minas, 22 yaşında, İzmit, Değirmenci, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu, Cesaret Haçı Madalyası, OHANESYAN, Ampatsum, 25 yaşında, İzmit, Çiftçi, 12. Lozengrad (Kırklareli) Taburu., PEHLİVANYAN, Ayk, 21 yaşında, İzmit, Türkiye, 2. Bölük, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu. Göreve başlama tarihi 3 Ekim 1912. PİPERYAN, Sarkis, 26 yaşında, Adapazarı, Türkiye, İkamet yeri Ruse (Rusçuk), Fırıncı, 2. Bölük, 12. Lozengrad (Kırklareli) Taburu. Göreve başlama tarihi 22 Eylül 1912. PORTOKALYAN, Garabed, 33 yaşında, Adapazarı, İkamet yeri Varna, 2. Bölük, 12.Lozengrad (Kırklareli) Taburu. Göreve başlama tarihi 14 Ekim 1912. YAHAYA, Antranik, 20 yaşında, Adapazarı, Türkiye, Çiftçi, 4. Bölük, 13. Kukuş Taburu, Görev bitiş tarihi 16 Mayıs 1913.
Ermenilerin çoğu zanaatkâr ve işçi
Aleksandır Protogerov, arkasında Antranik, taburlar 6 Ocak 1913’te şehre girmiştir. Buradaki Ermeni halkı coşku ve sevinç içinde Antranik’in elini öperek, ona Ermenice şarkılar söylemiştir. Tekirdağ’da, şehrin din adamı Aslanyan, Antranik, eski gönüllülerden Hugas, yedek teğmen Nıjdeh, Ovanes çavuş, Doktor Arşak gibi Ermenilerin de katılımıyla Bulgar ordusu tarafından bir ziyafet verilmiştir. Yemek sırasında Aslanyan, kadehini Bulgar ordusu için kaldırmıştır. Aleksandır Protogerov, burada bazı Ermenilere Cesaret Haçı Madalyaları dağıtmıştır. 14 Ocak 1913’ te Bulgarların Türklerle Londra’da yürüttükleri ateşkes görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Bulgarların Edirne muhasarasını yarmak için Türk kumandanlığı bir plan hazırlamıştır. Buna göre Şarköy kıyılarından bir Türk kolordusunun karaya çıkarılarak, kolordunun, Gelibolu Yarımadasındaki askerlerle beraber taarruza geçmesi öngörülmüştür. Şarköy’deki kanlı mücadelelerde Enver Paşa 10 bin kişilik kuvveti karaya çıkararak, Şarköy’ü almayı başarmıştır. 22 Nisan 1913’te Edirne’nin Bulgarlar tarafından alınmasından sonra Ermeniler, Makedonya’ya yönelmiş ve savaşın bitiminde 27 Mayıs 1913’te silahlarını Bulgar ordusuna teslim etmiştir. Balkan savaşının kaçınılmaz olduğunun anlaşılması üzerine bazı güçlüklere aldırış etmeksizin kalplerini Türklere karşı kin bürümüş pek çok Ermeni, Türk ordusuna ve halkına karşı Bulgar ordusundaki değişik tabur ve çetelerde görev alarak Bulgar ordusuna büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ermeniler bu savaşta, Bulgarları bile hayrete düşüren büyük bir şevkle savaşmıştır. Bu yüzden Bulgaristan, başta Antranik olmak üzere, Bulgar ordusunda çarpışan Ermenilere savaş sonrası Bulgar Tebaalığı vermiştir. Ermeniler için Bulgaristan ikinci vatan haline gelmiştir. Yine Suzan Ertürk’ün kaleme aldığı makalesinde Bulgar Veliko Tırnovo Askeri Arşivinde yapılan araştırmalarda, Balkan Savaşı sırasında Bulgar ordusu ile beraber çarpışan bazı Bulgar ve Ermeni gönüllüler ile ilgili kayıtlar ortaya çıkarılmıştır. Bulgar ordusunda görev alan çoğu Ermeni Anadolu kökenli olup, bunlardan bir kısmı Bulgaristan’da ikamet eden, bir kısmı da savaş öncesi veya esnasında Bulgar ordusuna dâhil olan Ermenilerden oluşmuştur. Değişik tabur ya da çetelerde görev alan gönüllüler arasında Rusya ve İran gibi ülkelerden gelenler de yer almıştır. Orduya alınan Ermenilerin çoğu başta zanaatkâr ve işçi olmak üzere değişik mesleklere mensup kişilerdir.
Bu yazı toplam 4506 defa okundu. UYARI: Sitemizde yayınlanan yazarlara ait yazılar, yazarların görüşüdür ve yazarları sorumludur. SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yorumda yasal sorumluluk yorum yapan kişiye aittir ve SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında yorum gönderen muhataplarına dava açılabilmektedir. Yorum şikayet konusu olduğunda ,yazılı talep halinde adli makamlara bu yorumların IP adresleri verilmektedir.25 Ocak 2020 - 09:43, Cumartesi
5 Ocak 2020 - 11:28, Pazar
22 Mayıs 2019 - 11:22, Çarşamba
1 Ağustos 2018 - 19:06, Çarşamba
2 Temmuz 2018 - 12:36, Pazartesi
13 Mayıs 2018 - 12:20, Pazar
6 Mayıs 2018 - 12:31, Pazar
22 Nisan 2018 - 12:27, Pazar
8 Nisan 2018 - 12:29, Pazar
18 Mart 2018 - 12:24, Pazar