Hastanenin acil servisine foncoil tesisatı kurulacak
Danışmanlık hizmeti alınacak
Köprüde korkuluk yapılacak
Mahkum odalarında bakım ve onarım yapılacak
Gübreler yola saçıldı
Geçtiğimiz Perşembe günü bir haberde Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2020 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarını okudum. Sonuçlara göre, 2019 yılında %52,4 olan oran, 2020 yılında %48,2’lik bir orana düşmüş. Bununla beraber, kendi geleceklerinden umutlu olan erkeklerin oranı % 68,5 iken kadınlarda bu oran % 70,7 olmuş. İster istemez bu haber sayesin de, Türkiye’de kullanılan antidepresan oranını anımsadım. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’deki antidepresan ilaç kullanımı ile ilgili yaptığı açıklamaya göre, her 10 kişiden 1’i antidepresan kullanıyor ve kadınlar ilaç kullanımında erkekleri ikiye katlıyor. Şimdi gel de bu ülkede mutlu olma…
İçerisinde bulunduğumuz pandemi süresince insanların bu denli bir birinden uzak ve izole yaşam sürmek zorunda kalışları, her şeyin önünde psikolojik bir dezavantajdır. Keza insanın sosyalleşmeye ihtiyacı olan bir canlı olduğunu düşünürsek bu durumun moral ve motivasyon açısından ciddiyetini daha iyi anlayabiliriz. Bir de bunun üzerine artan işsizlik ve ekonomik sıkıntılarla daha da beslenen geçim sıkıntısını eklediğimiz zaman gerçekten ne kadar mutlu, motive ve geleceğimizden ümitli olduğumuzu daha iyi görebiliriz. Tüm bunların yanında kısıtlanan çoğu haklarımızda bizleri daha da mutlu ediyor. Mesela kadınlar açısından bakacak olursak, hak ve özgürlüklerine ne kadar değer verdiğimizi hemen her gün okuyoruz. Kadınlara yönelik şiddet, tecavüz ve cinayet haberleri gözlerimizi kapatmamız gereken bir gerçek. Bir de üzerine, hepimizin hatta çocukların dahi haklarına yönelik yapılan kısıtlamalarla, bizlerin %48,2’si nasıl mutlu olmasın?
Dünyanın en mutlu insanı olmak için bilmemek ve hiçbir beklentinin olmaması yeterlidir. Sonuçta bilmeyen ve gelecekten bir şey beklemeyen insan her şart altında halinden memnun ve mutlu olabilir. Tamamen gerçekçi bir gözle bakacak olursak, böylesi bir durumda mutlu olmak için ya bu düzenden çıkar sağlamak gerekli, ya samimi olarak bilmemek ve gelecekten beklenti kurmamak ya da çok etkili antidepresanlar kullanmak gerekli. Çünkü görüyoruz ki çoğumuz için artık “gelecek” kavramı gerçekten ulaşılmaz bir hayal ürünü halini alıyor. Kişiler istedikleri eğitimi alamıyorlar, eğitimini almış olanlar ise kendi alanlarında çalışamayıp, kaygılarına yenik düşüyorlar ve buna rağmen mutlu sanılıyorlar. Eğer gerçekten yaşam memnuniyeti araştırması yapılacaksa, banka kasası dolu olanlara değil, asgari ücretle 2 çocuk büyütmek için mücadele edenlere bakmalıyız. Veya üniversite sayılarımızla övünmektense, o üniversitelerde okuyan öğrencilerin gelecek kaygılarına bakmalıyız. Bizler şu an mutlu olamasak bile, mutlu olmak için mücadele edenleriz. Ne demiş Cem Karaca “Biz görmedik sen görürsün yavrum, daha mutlu Türkiye'mi mutlaka. Yarın senin ellerinde, güzel kur…”
Bu yazı toplam 1883 defa okundu. UYARI: Sitemizde yayınlanan yazarlara ait yazılar, yazarların görüşüdür ve yazarları sorumludur. SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yorumda yasal sorumluluk yorum yapan kişiye aittir ve SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında yorum gönderen muhataplarına dava açılabilmektedir. Yorum şikayet konusu olduğunda ,yazılı talep halinde adli makamlara bu yorumların IP adresleri verilmektedir.
14 Nisan 2021 - 10:26, Çarşamba
7 Nisan 2021 - 09:56, Çarşamba
31 Mart 2021 - 10:02, Çarşamba
24 Mart 2021 - 09:33, Çarşamba
17 Mart 2021 - 09:00, Çarşamba
10 Mart 2021 - 09:06, Çarşamba
3 Mart 2021 - 10:31, Çarşamba
17 Şubat 2021 - 09:11, Çarşamba
10 Şubat 2021 - 08:49, Çarşamba
4 Şubat 2021 - 10:16, Perşembe