Özel güvenlik kıyafeti alınacak
SASKİ rögar kapağı alacak
Seracılık merkezi yapılacak
Başkan Alemdar’dan, Serdivan Halk Eğitim Merkezi’ne ziyaret
Minik öğrenciler deprem bilincini özel parkurda kazanıyor
"Saatler işledi; takvim yaprakları uçuştu ve her şey yine unutuldu. ’demiş Üstad Necip Fazıl Kısakürek ‘’O ve Ben’’ kitabında…
Yeni yılın ilk saatlerinde yukarıda ki paylaşımı okudum…
Evet, aslında değişen bir şey yoktu…
Sadece akıp giden bir zaman vardı sonsuzluğa…
Sonsuz ve bilinmeyen bir zamana doğru giden…
Ve geride bırakılan yıllar…
İyi, kötü,güzel ve çirkin yaşanılmış ne varsa…?
İşlediğimiz günahlar ve elde ettiğimiz sevabların hesabının neticesini bilemediğimiz,
Geçen zamanlar…
İnsanlık, büyük bir imtihan içerisinde…
Bir virüs hadisesi ile yaşanılanları idrak edebilmekten aciz haldeyiz…
Onca yaşanan acılara, en sevdiklerimizi kaybetmeğe, evlere kapanıp kalmamıza ve maskeli bir hayata rağmen…
Tüm dünyanın seferber olup hala sağlıklı bir çare üretememesine rağmen…
‘’Tövbenin iki ana unsuru vardır.
Biri hatasını kabul emek, ikincisi de pişman olmaktır. ‘’demişler…
Hala bir boşluğa sürüklenip gidiyoruz…
Tüm dertlerden kurtulmanın ilacı belli olmasına rağmen…
Her şeyi unutuyoruz…
Hala hata yapmaya devam ederek, pişmanlık duymuyor, tövbe etmiyoruz…
Ümidim odur ki, yeni bir yılın başlangıcı, yeni bir dirilişe vesile olsun…
Tövbe kapıları kapanmadan, kendimizi yenilemek olsun…
Yüzümüzden gülücükler, kalbimizden iman eksik olmasın…
AHMET ARVASİ HOCA
Seyyid Ahmet Arvasi hocanın vefatının 32.yılı geride kaldı.
31 Aralık 1988'de hayata gözlerini yumduğunda günlüğüme not almıştım.
Daha önce de bu sütunlarda yine paylaşmıştım…
‘’Bir damla gözyaşı döktüm içime,
Allah rahmet eylesin kavuştun Hakk’ın rahmetine.
Bir inanç, bir dava, bir ülkü üzerine,
Elli altı yıl mücadele verdin hocam…’’
Seyyid Ahmet Arvasi hoca ömrü çile ve mücadele ile geçmiş büyük bir dava adamı…
Bu yıl da ardından yazılanları okuyarak ve dijital platformda yapılan bir etkinliği takip ettim…
Türkiye Gazetesinde ki köşesinde Arvasi hoca için ‘’O, asrın Yesevisiydi…’’ diyen Meryem Aybike Sinan hanımefendi; ’’Rahmetli Seyyid Ahmet Arvasi’yi bugünkü gençlik maalesef tanımıyor, orta ve eski kuşak unutmuşa benziyor! Onun fikirleri ders kitaplarında okutulmalıydı. ’diyerek, haklı bir serzenişte bulunuyordu.
Seyyid Ahmed Arvasi hoca, evlad-ı resul olup, yazmış olduğu eserleri ve 'Türk - İslam Ülküsü' isimli üç ciltlik eseriyle, yetişen gençliğe büyük ışık tutmuş, imanlı bir gençliğin yetişmesine vesile olmuştur.
Arvasi Hoca “Ben, İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk Milleti’ni iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece “İslam’ı gaye edinen” Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. İnanıyorum ki, hem Türk, hem Müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?” diyordu...
Bu vesile Ahmet Arvasi hocamızı vefatının 32. yılında rahmetle yâd ediyorum...
TÜRBANLI HÂKİM!
CHP eski milletvekili Fikri Sağlar, katıldığı bir televizyon programında, “Türbanlı bir hâkimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” demiş…
Ne söylenebilir ki?
Bırakın başını örten hâkimi!
Başını örtmeyenin, başının içindekini nasıl ölçeceksiniz?
Mühim olan vicdandır…
Bir insanda vicdan yoksa korkarım…
Vicdanı olan birisinde Allah korkusu olur…
Allah korkusu olandan da korkulmaz…
Allah korkusu olan birisi taraflı davranamaz…
Allah korkusu olan hata yapmamağa gayret eder…
Bu zamanda hala nedir bu türban takıntısı anlamak zor…
Mesele Türban değil…
Asıl mesele İslam inancına tepkidir…
Varın gidin işinize…
KISSADAN HİSSE
Bir ilm yuvasında çok sadık bir kedi varmış. Bir gün bu ilim yuvasında büyük bir kazanda süt kaynatıyorlarmış. Kedi çok huzursuz olmuş. Bir oraya bir buraya koşuyormuş. Sürekli bağırıyormuş ama derdini kimse anlamamış. Kediyi kimse anlamayınca, kedi kazanın içine atlamış ve ölmüş. Bu süt içilmez diye kazanı indirip sütü dökmüşler.. Bir bakıyorlar ki, içinde ölmüş ve de zehrini kazanın içine akıtmış bir yılan var. Sütü içen ölecek... Kedi, ben buradan ekmek yedim, bu evden çok iyilik gördüm, bunlara zarar gelmesin, bunlar ölmesin ben öleyim diye kendini feda etmiş…
GÜLÜMSE BİRAZ
Temel ,Dursun'u hasta görünce neyin var? diye sordu. Dursun ‘nezle’ olduğunu söyleyince…
Temel: -Geçenlerda benum kuşum da nezle oldi.
-Kuş nasi nezle oluyi da?
-Kafesun kapisini açik unutmişum da.
ÖZLÜ SÖZ
Fedakârlık varsa vefakârlık vardır...
Bu yazı toplam 2704 defa okundu. UYARI: Sitemizde yayınlanan yazarlara ait yazılar, yazarların görüşüdür ve yazarları sorumludur. SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yorumda yasal sorumluluk yorum yapan kişiye aittir ve SAKARYA HALK GAZETESİ sorumlu değildir. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında yorum gönderen muhataplarına dava açılabilmektedir. Yorum şikayet konusu olduğunda ,yazılı talep halinde adli makamlara bu yorumların IP adresleri verilmektedir.
1 Mart 2021 - 09:10, Pazartesi
22 Şubat 2021 - 09:12, Pazartesi
15 Şubat 2021 - 09:16, Pazartesi
8 Şubat 2021 - 09:16, Pazartesi
2 Şubat 2021 - 09:09, Salı
25 Ocak 2021 - 08:42, Pazartesi
18 Ocak 2021 - 09:58, Pazartesi
12 Ocak 2021 - 09:24, Salı
28 Aralık 2020 - 09:30, Pazartesi
21 Aralık 2020 - 09:24, Pazartesi